![]() | ||||||||||
| ||||||||||
| ||||||||||
DUA SANA![]() CAMİYE GELİN![]() TÜRKİYE "BİZ" GELİYORUZ![]()
MUHSİN BAŞKAN![]() Alperen![]() EĞİTİM HABERİNSAN VE HAYATSAĞLIK DÜNYASIEN ÇOK OKUNANLARHABER ARA%100 OSMANLISIGARA İÇME![]() HUZURLU YAŞAMTESETTÜR![]() SEVGİLİ EN SEVGİLİ![]() Mühür |
![]() Medhi Rasü42-58. Beytler]
Karanlık geceleri, mubarek kademi şerifleri şişmekten dolayı olan ızdırabdan, hastalıktan incilinceye kadar, rahatsız oluncaya kadar ihya eden ol bir Rasülü Zişanın sünnetine,Nebiyyi İhlasın sünnetine zulm ettim, zalimlik yaptım. {٤٢} مُنَزَّهٌ عَنْ شَرِيكٍ فيِ مَحَاسِـــنِهِ فَجَوْهَرُ الْحُسْنِ فِيهِ غَيْرُ مُنْقََسـِــمِ O Habibi Azam paktır, münezzehtir مُنَزَّهٌ *** O Habibi Azam ortağı, misli olmaktan, güzelliklerde ahlakı hamide evsafı celile kendisine has olan mehasinde paktır, münezzehtir. O Nebiyyi muhteremde güzellik cevheri munkasim değildir, Rasulullahda bütün güzellikler mevcuttur onda olmayan yoktur.
{٤٣} دَعْ مَا ادََّعَتْهُ النَّصَارَى فِي نَبِيِّهِمِ وَاحْكُمْ بِماَ شِئْتَ مَدْحاً فِيهِ وَاحْتَكِمِ Sen terk et دَعْ *** Sen nesaranın, hiristiyanların nebileri İsa a.s. Ruhullah hakkında iddia ettiği şeyi terk et. Yani Rasulullah'ı medhedeceğim derken yalnışlık yapma, O Allah'ın kulu ve Rasulüdür, her güzellik kendisinde vardır. Sen Nebiyyi Zişan hakkında medih cihetinden dilediği şey ile hükmet, o hükümde muhkem ol, sağlam ol sabit ol.
{٤٤} وَانْسُبْ إلَى ذاَتِهِ ماَ شِئْتَ مِنْ شَرَفٍ وَانْسُبْ إِلىَ قََدْرِهِ مَا شِئْتَ مِنْ عِظَمٍِ Sen nisbet et izaf eyle وَانْسُبْ *** Sen Cenabı Hakkın zatı şerifine şeref ve izzetten dilediği şeyi nisbet et, izaf eyle. Sen Nebiyyi Ali Şanın kadrine, makam ve mertebesine büyüklükden dilediği şeyi nisbet et izaf eyle.
{٤٥} فَإِِنَّ فَضْلَ رَسوُلِ اللهِ لَيْسَ لـَـــهُ حَدٌّ فَيُعْرِبَ عَنْهُ ناَطِقٌ بِِفَــــــمٍ Niçin dilediği şeyi nisbet et? *** Rasulullah'ın fazilet ve üstünlüğü için bir hat,hudut, bir nokta olmadığından dolayı dilediği şeyi nisbet et. Ağzı ile konuşan kimse Rasulullahın faziletinden beyanda izahta bulunsun.
{٤٦} لَوْ نَاسَبَتْ قَدْرَهُ آيَاتُهُ عِظَمــــاً أحْيَ اْسمُهُ حِينَ يُدْعَى دَارِسَ الرِّمَمِ Münasip olsaydı, aksettirseydi لَوْ نَاسَبَتْ *** Rasulullah'ın kadrine yani sahip olduğu manevi menzile büyüklük cihetinden Rasulullah'ın mucizeleri münasip olsaydı, aksettirseydi, onun ismi şerifi dua olunduğu zaman, tevessül olunduğu zaman, yani 'Ya Rabbi, şu duamı Muhammet A.S. hürmetine kabul et' denildiği zaman çürümüş, mahv olmuş olan kemikleri ihya ederdi.
{٤٧} لَمْ يَمْتَحِنَّا بِمَا تَعْيَ الْعُقُولُ بـِــهِ حِرْصاً عَلَيْنَا فَلَمْ نَرْتَبْ وَلَمْ نَهِـــمِ O Nebiyyi ali şan bizi imtihan etmedi, لَمْ يَمْتَحِنَّا *** O Nebiyyi ali şan bize karşı olan hırsından dolayı, bizi sevdiği için, bize şefkatli olduğu için akılların aciz kaldığı şey ile yani akılların anlayamayacağı yorulacağı şey ile bizi imtihan etmedi, bizi mükellef tutmadı, bize teklif etmedi. Biz şek ve şüphe etmedik, onun getirdiği şeyleri tasdik ve onlar ile amel etmekte şüphede bulunmadık şaşırıp kalmadık, heyeman haline gelipte inkar etmeyiz vehme düşmeyiz.
{٤٨} أعْيَ الْوَرَى فَهْمُ مَعْنَاهُ فَلَيْسَ يُرَى للْقُرْبِ وَالبُعْدِ مِنْهُ غَيْرُ مُنْفَحِـمٍ Aciz bıraktı أعْيَ *** Rasulullah'ın manasını, hakikatini, batınını anlamak mahlukatı aciz bıraktı. Böyle olunca Rasulullah'a, Fahri Aleme uzakta yakında acizden başkası görülür olmamıştır. (Yani makamına ulaşamayanın onu anlaması mümkün değildir,manevi makamını anlamaktan aciz bırakır)
{٤٩} كَالشَّمْسِ تَظْهَرُ لِلْعَيْنَيْنِ مِنْ بُعُـدٍ صَغِيرَةً وَتُكِلُّ الطَّرْفَ مِنْ أُمَـــمٍ O Nebiyyi Zişan güneş gibidir كَالشَّمْسِ *** O Nebiyyi Zişan uzaktan gözler için küçük olduğu halde görülen, zuhur eden güneş gibidir. Gözü yakından aciz bırakır, kamaştırır.
{٥٠} وَكَيْفَ يُدْرِكُ فِي الُّدنْيَا حَقِيقََتـَهُ قَوْمٌ نِيَامٌ تَسَلَّوْا عَنْهُ بِِالْحُلُــــــمِ Nasıl idrak eder, nasıl anlayabilir? وَكَيْفَ يُدْرِكُ *** Uyuyucu olan Nebi Zişandan rüya ile teselli bulan, kendini teselli eden yani Rasulullah'ı rüyada görmek ile kendisini teselli eden bir kavim, bir millet dünyada Nebiyyi Azamın hakikatini nasıl idrak eder, nasıl anlaya bilir? Mümkün müdür? Mümkün değildir.
{٥١} فَمَبْلَغُ الْعِلْمِ فِيهِ أَنَّهُ بَشـَـــــرٌ وَأَنَّهُ خَيْرُ خَلْقِِِ اللهِ كُلِّهِــــــمِ Böyle olunca O Nebiyyi Zişan hakkında فَمَبْلَغُ الْعِلْمِ فِيهِ *** Böyle olunca O Nebiyyi Zişan hakkında insanların ilminin nihai noktası muhakkak Rasulullah bir beşerdir. Muhakkak O Nebiyyi muhterem Cenabı Hakk'ın mahlukatının en üstünüdür, en hayırlısıdır.
{٥٢} وَكُلُّ آيٍ اَتَى الرُّسْلُ الْكِرَامُ بِهاَ فََإِنَّمَا اتَّصَلَتْ مِنْ نُورِِهِ بِِهِــــمِ Her bir mucize وَكُلُّ آيٍ *** O Peygamberlere بِِهِــــمِ Rusulü Kiram'ın kendisini getirdiği her bir mucize ancak Rasulü müctebanın nurundan O Peygamberlere ulaşmıştır.
{٥٣} فَإِنَّهُ شَمْسُ فَضْلٍ هُمْ كَوَاكِبُهَــا يُظْهِرْنَ أنْوَارَهَا لِلنَّاسِ فيِ الظُُّلَـمِ Muhakkak Nebiyyi Zişan فَإِنَّهُ *** Muhakkak Nebiyyi Zişan fazilet güneşidir. Diğer Peygamberler güneşin yıldızları gibidirler, karanlıklar içinde olan insanlar için o güneşin nurlarını izhar etmişlerdir, açıklamışlardır.
{٥٤} اَكْرِمْ بِِخَلْقِِ نَبِِيٍّ زَانَهُ خُلـُـــقٌ بِِالْحُسْنِ مُشْتَمِلٍ بِِالْبِِشْرِ مُتَّسِـــــمٍ O Nebimizin yaratılışı ne kerimdir اَكْرِمْ بِِخَلْقِِ نَبِِيٍّ *** Tebessüm ile yüz açıklığı ile muttasıf olan alametlenmiş olan, güzellik ile hüsnü cemal ile müştemil olan yani kendisinde toplamış olan, büyük ahlakların yani ahlakı hamideve ahlakı azimenin süslemiş olduğu nebimizin yaratılışı ne kerimdir. Yani onun kerameti teaccübe şayandır.
{٥٥} كَالزََّهْرِِ فيِ تَرَفٍ وَالْبَدْرِ في شَرَفٍ وَالْبَحْرِِ في كَرَمٍ وَالدَّهْرِ فِي هِمَمٍ Nebiyyi Zişan şukufe yani çiçek gibidir كَالزََّهْرِِ *** Nebiyyi Zişan yumuşaklıkta, letafette şukufe yani çiçek gibidir. Şerefde, asalette ay gibidir. Keremde kerim olmakta deniz gibidir. Himmetlerde zaman gibidir.
{٥٦} كَاَنَّهُ وَهْوَ فَرْدٌ فيِ جَلاَلَتـِـــهِ فيِ عَسْكَرٍ حِينَ تَلْقَاهُ وَفيِ حَشَـمٍِ Sanki O Nebiyyi muhterem كَاَنَّهُ *** Sanki tek olduğu halde o Nebiyyi muhterem azametinde, şecaatinde sen ona mulaki olduğun zaman kalabalık bir asker içinde gibidir. Bir ordunun içinde gibidir.
{٥٧} كَأنَّمَا اللُّؤْلُؤُ الْمَكْنُونُ فِى صَدَفٍ مِنْ َمعْدِنَيْ مَنْطِقٍ مِنْهُ ومُبْتَسَــمٍ Sanki gizlenmiş olan inci كَأنَّمَا اللُّؤْلُؤُ الْمَكْنُونُ *** Sanki kılıfı içinde gizlenmiş olan inci Rasulullah'ın kelamının mağdini olan, ikamet mahalli olan kalbi şeriflerinden ve tebessüm mağdini olan femi şeriflerinden meydana gelmiştir.
{٥٨} لاَ طِيبَ يَعْدِلُ تُرْباً ضَمَّ أعْظُمَـــهُ طُوبَى لِمُنْتَشِقٍ مِنْهُ وَمُلْتَثِـــــمٍ Cinsi güzel koku yoktur لاَ طِيبَ *** O Nebiyyi muhteremin mubarek kemiklerini, bütün ağzalarını cemi eden, kavrayan toprağa denk olan, muadil olan cinsi güzel koku yoktur. O toprağı öpebilen kimseye o topraktan koklayan kimseye müjdeler olsun. Bu haber 25667 defa okunmuştur.
|
NASİHATNAMAZ![]()
GALERİALAHA ISMARLADIMRAMAZANYEDİ KITA![]() MÜSLÜMANCA YAŞAMOSMANLI![]() ALPERENOSMANLI TORUNU![]() SIGARA İÇME![]() FATİH SULTAN MEHMET![]() İSLAM HUZURNAMAZINI KIL![]() YAVUZLAR BİTMEYECEKNECİP FAZIL KISAKÜREK![]() |
||||||||
TÜRKİYENİN MİLLİYETÇİ MUHAFAZAKAR BAĞIMSIZ HABER SİTESİ Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |